- geçinmek
- nsz1. 生活, 生计, 生存, 谋生: Ali artık yalnız balıkçılıkla geçiniyor. 阿里今后仅以打渔为生。Bugünkü koşullarda bir maaşla geçinmek kolay değil. 在目前的条件下, 靠一份工资维持生计不是那么容易的。2. -le 和睦, 融洽: Akrabaları da onunla geçinemediler. 亲戚们也不喜欢他。Ben tembellerle geçinemem. 我无法与这些懒鬼相处。Karı koca iyi geçiniyorlar. 夫妻俩相亲相爱。3. -den 蹭(吃、喝、花费等): O, altmış para verip bir paket tütün almaz, herkesin tabakasından geçinir. 他从不舍得花钱买包烟, 净蹭别人的抽。4. 俗́ 死亡, 去世5. 冒充: Sen filozof geçinen bir ukalâ herife benzersin. 你就像是一个冒充哲学家的自以为是的家伙。◇ geçinip gitmek 1) 生活还过得去; 日子过得马马虎虎: Bir ev alıp başçağınızı sokarsın. Bir yurdun olduktan sonra bekâr dikişi diksen geçinir gidersin. 你可以找个房子住下, 安顿下来之后, 你给单身汉缝缝补补, 日子还能过得去。 2) 和别人的关系不好不坏, 马马虎虎
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.